30 Ocak 2014 Perşembe

Telaşlı

Koşarak kalktım yattığım koltuktan.Koşarak kalkmak ne demek bilmiyorum aslında.Telaşlıydım.Buzdolabını açıp,dakikalarca teflon tencereye odaklanıp, pastörize süt şişesini alan kız ben değilmişim gibi kalemi aldım elime.Kaleme koştum da denebilir.Kafamda bazı şeylerin bu kadar çabuk netleşmesine alışık değilim.Bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaştayım diyen Teoman'ın bile aslında "bir barta bulesi" demediğini kafamda oturtmam yıllarımı almışken hemde.
Yazmam gerektiğini hissettim.Gereklilik hissetmek çok ciddi bi kavram.Uyumam gerektiğini,yemek yemem gerektiğini,sevmem gerektiğini hissetmek gibi.Yazmasam hücrelerimin kayıpları artacak ,kısmi sıkıntılar yaşayacaktım sanki.Şakaklarımda ki ağrı tüm vücuduma yayılınca, söylenmemiş kelimelerle ölürsem toprağa bile ağır gelecektim.Sanki işte.
Her gece,yarına başka bir kız olarak başlamayı dilerken her sabah aynı kız olarak uyandığım kaçıncı günün gecesindeyim bilmiyorum.Beginner derecesindeki matematiğimi konuşturmak için çok değişik bi mecradayım kabul.Bu yapamayışlarım evrenin bana "yalancıyııı naaağğğğppsınlar?!" deme şekli herhalde.Birazdan sakince bilgisayarımı kapatacağım.Saçlarımı toplayıp yeni bir yarın temennilerimle günü kapatacağım.Yine 23 senedir alarmla uyanmayan biri olarak tüm tedbirkarlığımla alarmımı kuracağım.Bu kadar düzensiz bir düzen içinde çocukluk hayallerimi tamamlamak için neler yapmalıyım diye soracağım kendime.Birinin çıkıp "az düşün kızım,daha gençsin"demesini bekleyeceğim.O biri omzuma dokunup her şey güzel olacak dese huzura ereceğim sanki.Kimse çıkmayacak.Her şey güzel olmak için kimseyi de beklemeyecek zaten ya.
Neyse.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder