8 Mart 2014 Cumartesi

Senin hiç yıllarını verdigin birinin telefonuyla uyanmamak için uyumadığın günlerin oldu mu?Onun avucunun içindekileri çizgileri başkalarının ellerinde aradın mı? Bir yanın ona feci bağlıyken dilinden seni sevmiyorum sözcükleri döküldü mü?Her acında karşındaki yüz oyken bundan sonraki acıları yaşamaya korktun mu?Hiç tanımadığın sokaklar sırf aynı kokuyu aldığın için onun odası gibi geldimi?Tıklım tıkış caddelerde başını kaldır(a)madan yürüdün mü?Gece uyurken allahım nolur rüyalarıma gelmesin diye ağladın mı?Ömrünün en vefalı insanıyla tanışması için dua ederken yattığı yastığı bile kıskandığın oldu mu?O en sesli kahkalarını atarken sen içindeki acıyı gördüğün için solunda ince bi sizi hissetin mi?Gece kuluplerinde, en sert müziklerde, insanlarin cigliklari arasinda gelen melodi sana Müzeyyan Senar tınısı verdi mi? Neden rakı bardağın ilk onun bardağıyla selamlaşmadı diye hayıflandın mı?Kadere isyan edip bir kaç yıl sonra niye tanışmadığınızı sorguladın mı?Onu bırakıp evini,yatağını,masasını hatta sarj aletini hep kaybedişini bile özledin mi? Her derbiden once konustugunuz o sözde sözleşmeyi tek taraflı tekrar ettin mi ?Gecenin bi yarısı uyandığında ensende onun nefesini hissetmenin ne demek oldugunu biliyor musun? Eliyle iyileştirebilenlerin sadece ortapedistler olduğunu mu düşünüyorsun hala?Bunları bilmeden simdi bana aşkın acı tarafından bahsediyorsun ya Ahmet Telli'nin de dediği gibi sen sus bundan sonrasını dövüşen anlatsın.

23 Şubat 2014 Pazar

Yaz gelirken

Saçmalama be oğlum.
Güzel havada özlenecek o kadar şey varken neden sen?
Ortaköy güneşi neden kumpiri unutsun sana tapsın.Tamam en güzel premier lig maçlarını en güneşli yerde,en sıcak mevsimde ,yerinde izlemiş olabiliriz.Tamam ilk "su çok güzel gelsene" lafının sahibi de olabilirsin ama niye seni özlüyorumki.Ben ayağıma deniz kestanesinin battığı günü de özlüyorum.Anıyla ne alakası var havanın 23 derece oluşuna hayranım ben.

14 Şubat 2014 Cuma

Gök gürültülü sağanak gülüş

Bir gün birisi bana izlediğin bir dizinin en romantik sahnelerinde acıtarak terkettiğin adamı hatırlayacaksın dese en güzel yaptığım şeyi yapar kahkahalarla gülerdim sanırım.Aynı kişi akabinde o zaman neden diyebilirdi ve ben de ikinci en güzel özelliğimi kullanır vizyon filmlerine geçebilirdim.

Acıdı biraz.Yani senin sarılmanı hissetmesem o an bu kadar acımazdı.Her acı anında beynimin hangi lobu kulağıma 'bi insanın kokusu hiç mi değişmez'diyorsa allah onun da belasını versin.Acı diyordum.Acıdı ve geçti.Alıştım sanırım 20yıldır alerjiyle yaşamayı öğrenmem gibi oldu.Her bahar anneanneme giderken nefes alamayacağımı bilerek o bahçede saatlerimi geçirmem gibi.Nefes alamayacağımı bilerek seni getiriyorum aklıma.

Ne diyordum?
Heh yarın yağmurlu diyorlar ama öğleden sonra durur mu dersin.

12 Şubat 2014 Çarşamba

Velev ki oldu

İleride bir kızım olursa kulağına ilk adını değil "sakın saçlarını boyatma diye fısıldayacağım !"

Lisede saclarımın hiç boyanmayacağını düşünürdüm.Tam anlamıyla at yelesi gibi olan saçlarım o zamanlar fazla değer verilmemiş tabelasıyla yaşamına devam ediyordu.Yİne ediyordu yani.Boyayı saçımdan çok her yere süren kuaför yamaklarından,fön çektirirken kas gevşetici aldığım pazulu kuaförlerden uzak yaşıyordu.O bok yeşili boyalarla saatlerce beklememiş ve iki gün sonra cennet mahallesi setine aday bir hale gelmemiş yaşıyordu.Şimdi bakıyorum da bok mu vardı dememek dile zor.Değişikliğin insanı güzelleştirdiği inancına baştan kodlanmışız."İki göz,17 sene sonra orman olan kaş,53 sene sonra seyrek çıkan tüy heh bide mutlu olmak için kendinle oyna fonksiyonunu da ekle.Bu kız oldu doğabilir !"


Sonra neden herkes aynı .
E mutsuzuz !

11 Şubat 2014 Salı

Koku

Bugün yıllar sonra senin kokunu andıran bir koku aldım.Hiç geçmediğim bir sokaktı.Hava alsın diye açılan hangi camın dairesinden geldi bilmiyorum.Ya da bir market olabilir.Belki trafikten gidemeyen onlarca arabanın birinden.Sen burada yoktun ve ben o kokunun bir insandan gelmediğine emindim.Yolda iki saniye durdum.Sanki yaya ışığını son anda kaçırmış bir insan freniydi yaptığım.Ya da karşıdan karşıya geçerken yolun ortasında arabaların kornalarına,farlarına bakarak anlam vermeye çalışan insan ahmaklığı.Ama eminim burnumu sızlatan kokunun o olduğuna. Yüzünü bile hatırlayamadığın insanların kokularını hatırlamak çok garip.Bu yüzyüze kalmaktan çok sarmaş dolaş olmanın getirisi sanırım.Buna getiri demeyeceğim bugün götürü olsun bu hissin adı zira seni getirmeyen koku beni götürmüş.Ne garip.

8 Şubat 2014 Cumartesi

Hiçbir yanlış değişmedi

Son zamanlarda yaptığım en güzel şey şu saatte yatağa girmek herhalde.
Sürekli koşuyorum sanki.Ayaklarım dursa aklım devralıyor nöbeti.Küçükken oynadığım savaş oyunlarını hatırlıyorum.Bir kız olarak o oyunları oynamamım tek sebebi online oynanan tüm oyunların erkekler için yapılmasıydı.Boş bir odayı, halihazırda milyoner olacak kadar kullandığım para şifremle donatmak bir yerden sonra sıkıcı bir şey.Herkes gözden kaybolunca koşarak, saklanacak başka izbe yerler arıyordum.Savaşmayı çok yanlış anladığım doğrudur.Saklanmazsam ölürdüm.Koşmassam da. Şuan aynı o ölmemek için koşturduğum siyah bereli adamım.Ölmemek için koşuyorum sanki.

30 Ocak 2014 Perşembe

Telaşlı

Koşarak kalktım yattığım koltuktan.Koşarak kalkmak ne demek bilmiyorum aslında.Telaşlıydım.Buzdolabını açıp,dakikalarca teflon tencereye odaklanıp, pastörize süt şişesini alan kız ben değilmişim gibi kalemi aldım elime.Kaleme koştum da denebilir.Kafamda bazı şeylerin bu kadar çabuk netleşmesine alışık değilim.Bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaştayım diyen Teoman'ın bile aslında "bir barta bulesi" demediğini kafamda oturtmam yıllarımı almışken hemde.
Yazmam gerektiğini hissettim.Gereklilik hissetmek çok ciddi bi kavram.Uyumam gerektiğini,yemek yemem gerektiğini,sevmem gerektiğini hissetmek gibi.Yazmasam hücrelerimin kayıpları artacak ,kısmi sıkıntılar yaşayacaktım sanki.Şakaklarımda ki ağrı tüm vücuduma yayılınca, söylenmemiş kelimelerle ölürsem toprağa bile ağır gelecektim.Sanki işte.
Her gece,yarına başka bir kız olarak başlamayı dilerken her sabah aynı kız olarak uyandığım kaçıncı günün gecesindeyim bilmiyorum.Beginner derecesindeki matematiğimi konuşturmak için çok değişik bi mecradayım kabul.Bu yapamayışlarım evrenin bana "yalancıyııı naaağğğğppsınlar?!" deme şekli herhalde.Birazdan sakince bilgisayarımı kapatacağım.Saçlarımı toplayıp yeni bir yarın temennilerimle günü kapatacağım.Yine 23 senedir alarmla uyanmayan biri olarak tüm tedbirkarlığımla alarmımı kuracağım.Bu kadar düzensiz bir düzen içinde çocukluk hayallerimi tamamlamak için neler yapmalıyım diye soracağım kendime.Birinin çıkıp "az düşün kızım,daha gençsin"demesini bekleyeceğim.O biri omzuma dokunup her şey güzel olacak dese huzura ereceğim sanki.Kimse çıkmayacak.Her şey güzel olmak için kimseyi de beklemeyecek zaten ya.
Neyse.