29 Ocak 2014 Çarşamba

Olamadım ya la !

Belki şuan gittiğin cafede, fincanın kıçının soğumasını beklerken kulağına takılan şarkıdan anladığın tek kelimeyi google'ye yazıp ,parçadan bütüne gidişin isbatını yapmak üzereydin ama o dipsiz Larry Page seni buraya attı.
Günlük tutma ritüelim  çocukluk dizilerinde ki ebeveynlerin yatağın altındaki günlüğü bulup Marc'ın Emy'i nasıl öptüğünü  okumasıyla son buldu.Bu blogu açarken sadece bu sahneyi silmeyi hedefledim yalandan ölünmüyorsa.Baştan kaybetmemeliydim anıları kaydetmeyi ki siz 23yaşı baş sayarsanız (!)
Ne menem bir şeydir bu teknoloji.Daha üç dakika önce saçma bir şekilde seni buraya getiren de, beni hayattan götürende aynı şey.
Çocukken ne dansöz ne mühendis olmayı hedefledim.Öyle marjinal bir çocuk olamadım.Ne olacaksın diyene kalp cerrahı,dağ tırmanışçısı ya da makyöz gibi o zamanların astronomik cevaplarını hiç vermedim.En el clasico cevabım öğretmen olacağımdı sanırım,ama beşinci senemde hala üniversiteyi bitiremeyeceğimi bilsem onu da vermezdim.Aklımda güzel ve kariyerli bir kadın olmak vardı.Güzellik zayıf ve uzun saçlı olmak,kariyer de çok paraydı.Şuan ne güzel ne kariyerliyim o halde.
Ne demiştim oldu o zaman cınıms.
Saçlarımı bakımla,yağlarımı yakımla,kariyerimi rakımla taçlandırırken burdayım.
Kusurlu hayatımın kusursuz blogu olsun bu da,
Selam ,


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder